- Sen çekilmez bir adamsın. Bencilsin, kincisin, alaycısın. İşte asıl suçun bu.!
İnananlardan nefret ediyorsun.
Çünkü, inanmak sana göre az gelişmişlik. Kara cahillik belirtisi.
Öte yandan herhangi bir inanç, ideal taşımıyorlar diye inanmayanlardan da nefret ediyorsun.
Yaşlıları geri kalmışlıkları, tutuculukları, özgür düşünemedikleri için; gençleriyse özgür düşüncelerinden. Geleneklerden kopuk oldukları için beğenmiyorsun.
Halkın, ülkenin çıkarları için en önde olması gerektiğini söyler durursun, ama her karşına çıkandan hırsızmış, soyguncuymuş gibi kuşkulandığın için halktan da nefret ediyorsun. Nefret etmediğin insan yok nerdeyse.
Yalnız bir kez olsun, durumunu gerçekten güçleştirebilecek bir davayı savunduğunu, kendine bir fayda sağlamayacak, duygular beslediğini görebilmeyi ne çok isterdim.
Genç, sağlıklı, gururlu ve hayat dolu bir kadını, boşluk içinde, can sıkıntısı ve korku içinde eriyip gitmesini görmek hiç mi içini sızlatmadı.? İlk yıllarımızda korku duyuyordum, şimdiyse utanıyorum daha çok. En iyi yıllarım uçup gitti. Seninle cebelleşeceğim diye, bütün güzel huylarım değişti. Sert, kaba, ürkek, işkilli bir insan oldum Daha başka ne söyleyeyim.? Dediklerimden bir şey anlaşıldı mı ondan bile emin değilim.
Oysa, hiç de fena olmayan bir hayatımız olabilirdi. Ama artık çok geç.
- Sen bilmezsin ama, çocukluğunu elektriği bile olmayan bir köyde geçirmiş olanlar, böyle küçük, sıcak, rahat bir odada, benim kötü olduğumu yüzüme haykıran karımın, aslında onu söyleyen sesiyle bile, bana ne kadar büyük bir mutluluk, büyük bir zevk tattırdığını çok iyi anlarlar. Bizim gençliğimiz kuru geçti Nihal. Mutlu olmayı bilemedik. Belki bu yüzden mutlu etmeyi de.. Ama dediğim gibi, kötü bir niyetimiz yoktu, hiçbir kötü niyetimiz yoktu. İyi niyetlerle, masum, temiz hayallerle çıktık yola. Daha iyi bir yaşam, daha iyi bir toplum için..
- Kusura bakma ama sana inanmıyorum. Sahnede değilsin artık. Yapma lütfen.. Herkes iyi niyetlerle yola çıkıyor. Ama demin kendin dedin: Cehenneme giden yollarda iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir, diye. O yüzden bunların bir anlamı yok. Bu romantik lâflar bana ancak komik geliyor artık. Şimdi böyle konuşmaya başladığın zaman, sadece istediğini elde etmek için iki numaralı taktiğe geçiyormuşsun gibi geliyor, o kadar.
- Karşımızdakini olduğu gibi görmeyip, onu tanrılaştırmak, sonra da sanki böyle bir tanrı olabilirmiş de, olmuyormuş diye ona kızmak.. Bana biraz haksızlık etmiyor musun.?
Keşke en baştan beri hayal ettiğin, o karizmatik, başarılı aktör olabilseydim. Ama değilim. Ben basit bir adamım. Ve işin kötüsü galiba öyle de kalmak istiyorum.
*
- Ben böylelerini yüz metreden tanırım. Yanına biraz daha ahlâk, biraz aha vicdan sahibi, ilkeli insanları alarak yola çıkmanı tavsiye ederim. Hepsi bu. Gün gelecek ne dediğimi daha iyi anlayacaksın.
- Vicdan, ahlâk, ideal, ilkeli olmak. Yaşamın amacı.. Bu sözler ağzından hiç eksilmedi. Birini küçük düşürmek, incitmek, karalamak istediğin zaman, hep böyle sözler söylersin. Ama bence, bir insan bu kelimeleri bu kadar fazla kullanıyorsa, esas ondan şüphe etmek lazım.
Vicdan, güçlüleri korkutmak için düşünülmüş, Korkakların kullandığı bir sözcükten başka bir şey değildir.
Bizim vicdanımız, güçlü kollarımız, kılıçlarsa yasalarımızdır.
*
III. Richard
*
Aldanmak yaptığımız her işte şaşmaz yazgısı hepimizin. Her sabah parlak işler tasarlar, gün boyu budalalık ederim.
*
William Shakespeare
Nihal gitmedim, gidemedim.
Artık yaşlandım mı, kafayı mı oynattım,
yoksa başka bir adam mı oldum, nasıl istersen öyle düşün. Bilemiyorum.
Ama birkaç gündür içime yerleşen yeni adam, gitmeme izin vermiyor.
Ne olur sen de gitmemi isteme.
Anladım ki artık, beni İstanbul’a çağıran bir şey yok.
Her yerde olduğu gibi orada da her şey yabancı bana.
Bilmeni isterim ki senden başka yakınım yok.
Seni her dakika, her saniye özlüyorum.
Ama gururum elvermediği için, hiçbir zaman söyleyemiyorum.
Senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç,
hattâ olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum.
Tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi.
Biliyorum eski günlere dönemeyiz. Gerek de yok buna.
Beni bir uşağın gibi, bir kölen gibi yanına al.
Ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver.
Beni affet.!