Yıldızlar doğduklarında ve öldüklerinde, mor ötesi radyasyon yayarlar. O yüzden, gece gökyüzünü, mor ötesi ışık altında görebilseydik, nerdeyse bütün yıldızlar kaybolurdu. Ve göreceğimiz, muhteşem doğumlar ve ölümler olurdu.
*
- Stephen evrendeki bütün güçleri açıklayacak tek bir teoriyi arıyor. O yüzden tanrı ölmeli.
- Tanrı neden ölmeli.? Onu anlamadım.
- Fiziğin iki büyük direği: Kuantum Teorisi. Çok küçük parçacıkları, elektronları vesaireyi yöneten yasalar ve Genel Göreliliktir.
- A evet, Einstein.
- Einstein'in teorisi, çok büyük gezegenleri falan yöneten yasalar ama Kuantum ve Görelilik hiçbir şekilde aynı kurallara tabii değiller. Dünyada sadece patatesler olsaydı, o zaman kolay olurdu. Kesin bir başlangıcın izini sürebilirdik. Stephen'ın bir zamanlar yaptığı gibi. Bir yaratılış anına ulaşabilirdin. Tanrı yaşıyor ama araya bezelyeleri dahil edersen her şey biraz ters gider. Düzensiz olur. Tanrısız bir karışıklık ortaya çıkar. Einstein bezelyeden nefret ederdi. Kuantum Teorisinde demiş ki: Tanrı, evrenle zar atmaz.
- Sadece zar atmamakla kalmamış, zarları da bulamayacağımız bir yere atmış.
- Tanrı yine, nesli tehlikeliler listesinde.
- Ve fizik tekrar iş başında.
- Neden tanrıya inanmadığını söylemedin.?
- Bir fizikçi, doğa üstü bir yaratıcının hesaplarını bulandırmasına izin veremez.
*
- Bir yıldız, güneşimizin üç katından daha büyük bir yıldız, hayatını nasıl sonlandırmalıdır.? Çöküntüyle. Bütün kütlenin yer çekimi gücü tek tek atomların, elektro manyetik gücüne baskın çıkar ve böylece içe doğru çöker. Yıldız, yeterince büyükse, bu çöküşü sürdürür ve bir kara delik oluşturur. Bu kara delikte uzay-zaman eğrilmesi öyle büyüktür ki, hiçbir şey kaçamaz, ışık bile. Yıldız, küçülür. Daha da küçülür. Aslında atomlar, hatta atom altı parçacıklar gittikçe küçülen uzayla tam anlamıyla ezildikçe, yıldızın yoğunluğu artar. Ve son noktasında, elimizde ne kalır.? Bir uzay-zaman tekilliği.Uzay ve zaman durma noktasına gelir.- Buna motor nöron hastalığı deniyor. İlerleyen bir nörolojik rahatsızlık. Beynindeki başlıca kas hareketlerini kontrol eden hücreleri yok ediyor. Yani, konuşma, yürüme, nefes alma, çiğneme.. Kasların hareket etmek için alması gereken sinyaller bozuluyor, sonuçta, zamanla kaslar çürüyor. Çürüyüp yok oluyor. Sonunda, istemli hareketlerini kontrol etme yetisini tamamen kaybediyorsun. Ne yazık ki ortalama ömür beklentisi iki yıl. Senin için yapabileceğim bir şey yok.
- Peki ya beyin.?
- Beyin etkilenmiyor. Düşüncelerin değişmiyor. Sadece, sonunda, kimse ne olduklarını anlayamıyor. Çok üzgünüm.
- Tanrıya inanmadığınızı söylediniz, size yardımcı olan bir hayat felsefeniz var mı.?
- Yüz milyar galaksiden birinin dışında, çok vasat bir yıldızın etrafında dönen, küçük bir gezegende yaşayan gelişmiş bir primat türü olduğumuz çok açık; ama, uygarlığın doğuşundan beri, insanlar dünyanın temel düzenini anlamak için can atmakta. Evrenin sınır şartlarıyla ilgili gerçekten de çok özel bir şey olmalı. Ve, bir sınır olmamasından daha özel ne olabilir.? İnsan çabalarının hiçbir sınırı olmamalı. Hepimiz farklıyız. Hayat, ne kadar kötü görünürse görünsün, her zaman yapıp, başarılı olabileceğiniz bir şey vardır.
- Yüz milyar galaksiden birinin dışında, çok vasat bir yıldızın etrafında dönen, küçük bir gezegende yaşayan gelişmiş bir primat türü olduğumuz çok açık; ama, uygarlığın doğuşundan beri, insanlar dünyanın temel düzenini anlamak için can atmakta. Evrenin sınır şartlarıyla ilgili gerçekten de çok özel bir şey olmalı. Ve, bir sınır olmamasından daha özel ne olabilir.? İnsan çabalarının hiçbir sınırı olmamalı. Hepimiz farklıyız. Hayat, ne kadar kötü görünürse görünsün, her zaman yapıp, başarılı olabileceğiniz bir şey vardır.
Yaşam oldukça, umut da vardır.