Bu Blogda Ara

12 Ağustos 2021

Forrest Gump (1994)

 

Yönetmen: Robert Zemeckis
Yapımcı: Wendy Finerman, Charles Newirth, Steve Starkey, Steve Tisch
Senarist: Winston Groom, Eric Roth
Oyuncular: Tom Hanks, Robin Wright Penn, Gary Sinise, Mykelti Williamson, Sally Field
Müzik: Alan Silvestri

*

Forrest Gump, 1986 yılında Winston Groom tarafından aynı adla yayımlanan romandan esinlenerek çekilmiş, 1994 yapımı epik, romantik, komedi-drama dalında bir filmdir.


Annem hep şöyle derdi: ''Hayat bir çukulata kutusuna benzer, asla ne tadacağını bilemezsin.''

*****
******


- Bu ayakkabılar çok rahat olmalı. Eminim onlarla bütün gün yürüseniz bile ayağınızı hiç acıtmıyordur. Keşke benim de öyle ayakkabılarım olsa.
- Ayaklarımı acıtıyor.
- Annem hep, ayakkabıları bir insan hakkında çok şey anlatır derdi. Nereye gidiyorlar, nerden gelmişler? Ben bir sürü ayakkabı giydim. Kendimi biraz zorlasam ilk ayakkabımı hatırlayacağıma eminim. Annem sihirli olduklarını söylerdi. Seni istediğin yere götürürler derdi.

*****
******

Anlattığına göre Annem bana büyük iç savaş kahramanı General Forrest'ın adını vermiş, köklerimiz ona dayanırmış. Bu adam bir grup kurmuş adı da .....mış. Bu adamlar cübbelere ve çarşaflara sarınırlarmış. Sizin anlayacağınız bir çeşit hayalet gibi dolaşırlarmış. Atlarına bile çarşaf serip öyle binerlermiş. Neyse işte adımı böyle almışım. Forrest Gump. Annem Forrest ismini bana bazen hepimizin anlamsız şeyler yapabileceğini hatırlatması için koyduğunu söylerdi.

*****
******

- Ne bakıyorsunuz öyle? Hiç bacaklarında demirler olan bir çocuk görmediniz mi?
Kimsenin sana tuhaf gözle bakmasına izin verme Forrest. Tanrı herkesin aynı olmasını istese, hepimizin bacaklarına demirler takardı.
Benim anlayabilmem için annem her şeyi farklı açıklardı.

*****
******

Sana söylediklerimi unutma.! Kimseden farklı değilsin. Ne dediğimi duydun mu Forrest? Sen, diğer herkesle aynısın. Kimseden bir farkın yok.

*****
******
Bir gün yağmur başladı ve dört ay boyunca hiç durmadı. Burda her türlü yağmuru gördüm. İncecik yağan yağmurlar, kocaman şişman yağmurlar, yandan yağan yağmurlar... Hatta bazen yağmurlar sanki aşağıdan yağıyor gibiydi.

*****
******
- Sen, İsa'yı bulabildin mi Gump?
- Onu aramam gerektiğini bilmiyordum Efendim.

*****
******

- Galiba Teğmen Den, bazı şeylerin değiştirilemeyeceğini düşünüyordu. Tıpkı bana aptal denmesini istemediğim gibi, o da kendisine sakat denmesini istemiyordu.

*****
******

- Forrest, hayatımı kurtardığın için sana hiç teşekkür etmedim.
Bana bunu hiç söylememişti ama sanırım o, tanrıyla barış yapmıştı.

*****
******

- Neyin var Anne?
- Ben ölüyorum Forrest.
- Hadi gel otur şuraya hadi.
- Neden ölüyorsun anne?
- Vaktim doldu. Zamanı geldi oğlum. Ooo hayır, sakın korkma olur mu bitanem? Ölüm de hayatın bir parçası. Hepimizin kaderinde olan bir şey. Bunu bilmiyordum ama annen olmak da kaderimde varmış. Elimden geleni yaptım.
- Çok iyiydin anne.
- Dinle, insanın kaderini kendisinin çizdiğine inanırım. Tanrının sana verdiklerini en iyi şekilde değerlendirmelisin.
- Benim kaderimde ne var anne?
- Bunu kendin öğrenmen gerekecek. Hayat bir kutu çikolatadır Forrest. Ne çıkacağı hiç belli olmaz.
Annem anlayabilmem için her şeyi her zaman farklı açıklardı.
- Seni çok özleyeceğim Forrest.

*****
******

Annem hep şöyle derdi. Bir insanın ihtiyaç duyduğu para bellidir. Gerisi sadece gösteriştir.

- Cany döndü ve benimle kaldı. Belki de artık gidecek yeri kalmadığından dönmüştü ya da çok yorgun olduğundan. Çünkü yattı ve sanki yıllarca uyumamış gibi saatlerce uyudu. Evde olması harika bir şeydi.

*****
******

Galiba bazen taşlar bile yetmiyordu.

- Annem hep hayata devam edebilmek için geçmişi arkanda bırakman gerek derdi. Ben de galiba bunun için koşmuştum. Tam 3 yıl, iki ay ve 14 gün ve 16 saaat koşmuşum.
- Durun bir şey söyleyecek durun.
- Ben çok yoruldum. Sanırım artık eve döneceğim.

*****
******

- Annem her zaman ölüm hayatın bir parçasıdır derdi. Keşke öyle olmasaydı..

*****
******

- Cany, haklı olan annem miydi, yoksa Teğmen miydi bunu bilmiyorum yani hepimizin bir kaderi mi var yoksa hepimiz rüzgarda bir tüy gibi uçuyor muyuz bilmiyorum ama galiba her ikisi de doğru. Belki ikisi de aynı anda oluyordur. Ben seni çok özlüyorum Cany. Bir şeye ihtiyacın olursa ben yakınlarında olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bizim Krino - Our Krino / Belgesel

  Anthony Kafato (Oğlu): * Bize öğrettiği üç önemli değer vardı. Bunlar: dürüstlük, saygı ve çalışmak.. Eğer bu üç şeyi yaparsak, kendimizle...